“The Tbilisi
Times” gazetesi
Tariel Putkaradze:
“Türkiye Hükümeti okullarda Lazca konuşma dilinin
öğretilmesine Avrupa Birliği taleplerini yerine getirmek için karar verdi.”
Kısa süre önce Türkiye’de
yayımlanan Hürriyet Daily News gazetesinin yazdığına göre Türkiye Milli Eğitim
Bakanlığının aldığı kararla Lazca konuşma dili Türkiye ortaokullarında
2013-2014 eğitim yılından itibaren seçmeli dersler arasına girmiştir.
Belirttiklerine göre okullarda öğrencilere Lazca dersi “yaşayan diller ve
lehçeler” dersi kapsamında açılacak olup yaşayan diller ve lehçeler dersi
benzer şekilde Kürtçe, Çerkezce ve Abazaca’yı da kapsamaktadır.
Bahse konu kararı Türkiye
tarafı neden aldı, bunun sebebi ne idi, Gürcistan tarafı konudan ne kadar
haberdardı, Türk okulları nasıl bu kararla karşılaştı, bu konuyu öğrenmek için
“Tbilisi Times” dilbilimci ve Gürcistan Patrikliği Kartuli Üniversitesi
Kartveloloji Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tariel Putkaradze’ye başvurdu.
Tariel Bey,
Türkiye’de ortaokullarda Lazca konuşma dilinin öğretilmesine başlanması
hakkında sizin değerlendirmeniz nasıl?
Türkiye,
okullarda “yaşayan diller ve lehçelerin” seçmeli dersler arasına alınmasına
karar verdi. Kararda somut olarak, bunların dil birliği mi yoksa diyalekt mi
olduğu yazmıyor; Görünen o ki Türkiye hükümeti Avrupa Birliği normlarını yerine
getirmek için bu kararı almış bulunuyor; bu yolla tehlike altındaki diller için
çaba gösteriliyor ve –Türkçe dışında dile sahip olanlar teşvik ediliyor…
Lazca’ya gelince:
Gürcü
bilimsel çevrelerinde, Lazca ya ayrı bir dil, ya Zanca dilinin diyalekti, ya da
doğrudan Kartveluri dil dünyasının alt sistemi-Kartveluri dili diyalektlerinden
biri olarak kabul ediliyor. Bence biz tüm Kartveli’lerin bir ana dilimiz var; asırlar
önce birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak yazı dilimiz olan Kartuli (Gürcü) ana
dilimiz ve bu ortak dilin alt sistemleri olan onlarca bölgesel konuşma dilimiz
var. Bu alt sistemlere biz ne ad vereceğiz: dil mi, diyalekt mi şive mi? Bu
husus söz konusu durumda ikincil öneme sahiptir çünkü Türkiye’de izlenen rota
dili de kapsıyor diyalekti de. Burada sadece kısaca değinmek istediğim şey şu
ki genel olarak ulusların, halkların dili vardır, söz konusu ulusun, halkın bir
kesiminin ise diyalekti vardır. Türkiye tarafı Lazca konuşma dilinin
öğrenilmesi imkânı veriyor fakat temel soru şudur:
Lazca hangi
alfabe kullanılmak sureti ile öğrenilmelidir? Biz burada ana sorun üzerinde
duruyoruz.
Özellikle
hangi sorundan söz ediyorsunuz?
Tarihsel kaynakları
bilen eğitimli insanlar biliyor ki Lazlar tarihsel Kartveli’dirler ve onların
eserleri de Kartuli (Gürcü) Kültürünün bir parçasıdır; özellikle: Laz terimi
kelime olarak Megrel’lere yabancıların-Yunanlıların verdiği isimden başka bir
şey değildir. Eski metinlerde yabancı bir terim olan Laz, Megrel olarak tercüme
ediliyordu ve tersi durumlarda da –Egrisi halkı yani Megrel de Yunanca’ya Laz
olarak tercüme ediliyordu; örnek verecek olursak Kartveli’nin (Gürcü) Georgian
olarak tercüme edilmesi gibi.
Gerçek şu ki
Megreller de İmeretililer de Gurialılar da Açaralılar da Livaneliler de
Maçakhelililer de Lazlar da kısaca tüm Batı Gürcistan’ halkı Egrisi soyundan
geliyor ve soyundan geldiğimiz eski Egrisi kültürü büyük Gürcü (Kartuli)
kültürünün ana unsurlarından biridir. Bugün Megrelin aile içi dili Megrelce,
Açaralının Açara şivesi, Kakheti’linin Kakheti şivesi,… aynı şekilde Sarp
Köyünde yaşayan Laz’ın aile içi dili de Lazcadır yine tüm bu Kartvel (Gürcü)
halklarının yazılı dili ise Gürcü alfabesi temeli üzerine kurulmuş Gürcü
edebiyat dilidir. Bana göre aynı şekilde Türkiyeli Lazların Lazca öğrenimi de
ulusal edebiyat dillerinin (Kartuli-Gürcüce) öğrenimi de Gürcü alfabesi ile
olmalıdır.
Maalesef
Türkiye Lazları Gürcü yazılı kültür tarihini bilmiyorlar ve onu sadece Doğu
Gürcistan Gürcülerin oluşturduğunu, Lazlara, Megrellere, Açaralılara ve
diğerlerine ait olmadığını sanıyorlar. Bu yüzdendir ki onlar Gürcü yazılı
kültürünü, İovane Lazi Manastırında günümüze kadar gelen Gürcü alfabesini vb.
kendilerine ait saymıyorlar. Dolayısıyla kendi yöresel konuşmalarını öne
çıkarmak için çabalıyorlar. Tabi ki öne çıkarsınlar, ben de tüm yöresel
konuşmaları yok olma tehlikesinden kurtaralım istiyorum fakat Lazcayı hangi
alfabe ile öğrenecekler? Bilgili Lazlar kendi Lazca konuşma dilini Gürcü
alfabesi kullanarak öğrenme konusunda istekli olmalıdır çünkü bu alfabe onun da
alfabesidir; onlar okullarda Lazcayı benim bildiğim kadarı ile maalesef Latin
alfabesi ile öğretecekler.
Bence,
elbette Lazca fonetik ve Lazca sesleri Gürcü alfabesi karşılamaktadır. Gürcü
alfabesi Lazca konuşma içerisindeki o fonetiği iyi yansıtır, yine Latin
alfabesi bu ses sistemini karşılayamaz… Lazca öğreniminin başlaması ve Lazca
diyalektinin kurtulması iyidir fakat Lazlar kendi atalarının şivelerini Latince
ile değil de Gürcü alfabesi ile öğrenseler daha iyi olur. Bunun dışında yönetim
sorunu da var. Şu tarihsel bilgi de çok ilginçtir:
Lazlar için daha
90’lı yıllarda Latin alfabesi temelli “Lazca alfabe” yazdılar; özellikle
Kremlin’in çabaları ile Tiflis’de yazılan bu alfabeyi Moskova üzerinden alan
Alman Feuerstein bu “alfabeyi” Almanya’dan Türkiye’ye götürdü. Kremlin’in
Lazların Kartveli (Gürcü) köklerini öğrenmemesi için gayret ettiğinin gayet
açık olduğunu düşünüyorum…
Lazlar ve
Megreller aynı ise kendilerine neden Megrel demiyorlar?
Bugünkü
Türkiyeli Kartveli’ler kendilerine Kartveli değil Gürcü diyorlar; neden? İlginç
bir tarihi bilgi vereyim: Tao’da Kobai köyünde ilk kez bulunduğumda Kartuli
(Gürcüce) konuşan yerli halktan bir adama sordum: “siz Kartveli misiniz?”… şaşırdı,
biz kartoli’yi yeriz hayır ben Kartveli değilim Gürcüyüm dedi… Sonra anladım ki
o “Kartveli” kelimesini “Kartoli” olarak algıladı; “kartoli” kelimesi Kobai’de
patates (kartopili) anlamına geliyor. Yani Türkiye Gürcüleri arasında
“Kartveli” kelimesi neden kayboldu? Çünkü Türkçe konuşan çevrelerde herkes
onlara “Gürcü” diye hitap ediyordu. Dolayısıyla zaman içerisinde Türkçe olan
Gürcü kelimesi Kartveli kelimesinin yerini aldı. Lazların olayında da böyle
oldu; Kendilerine verdikleri isim olan “Megrel” terimi ve “Çani” terimi
Yunanlıların verdiği isimle yani “Laz” terimi ile yer değiştirdi. Laz kelimesi
daha sonra Yunancadan Türkçeye de geçti. Bu arada bazı Tao’lular dağın diğer
tarafında yaşayanlarının adının Çani-ler yani Megrel-ler olduğunu hatırlıyor…
Sizin
bilginiz var mı; Gürcistan hükümeti konudan haberdar mıydı ve haberdarsa
Türkiye’nin söz konusu kararı almasında ne kadar payı oldu?
Sanırım
hayır; Türkiye bu kararı “Bölgesel veya azınlık dilleri hakkında Avrupa
kartı”nın onaylanması talebinin karşılanması için kendi başına almıştır; Avrupa
parlamentosunun uzun zamandır Türkiye’den de bu kartın onaylamasını ve diller faslını
açmasını istediği biliniyor… Türkiye hükümeti Gürcistan’a sorsaydı biz yine
Türkiye hükümetine ve Türkiye vatandaşı Lazlara Lazca konuşma için düzenlenmiş
Kartuli (Gürcü) alfabesini sunmak için yardım edebilirdik. Bizim bilimsel
edebiyatta, Gürcü alfabesi ile yazılmış Lazca metinlerimiz var ve bu metinler
Rus veya Latin alfabesi ile yazılanlardan farklı olarak Lazca fonetiği doğru
olarak karşılamaktadır.
Söz konusu
kararı orada yaşayan Lazların nasıl karşıladığını biliyor musunuz?
Vatansever
Lazlar kendi konuşma dillerinin unutulmamasını istiyor ve onlar iyi karşılamışlardır.
Fakat tekrar söylüyorum onlar başka bir tehlikeyi göremiyorlar: Eğer Lazca
konuşmanın öğrenimi Latince harflerle başlarsa onların konuşmaları ve fonetik
sistemi Latinceyle örtüşmediği için bu yolla fazla ileri gidemezler; buna ek
olarak onlar kendi ataları tarafından oluşturulmuş büyük yazılı kültürden
uzaklaşırlar. Bence Lazlar sadece Kartuli (Gürcü) alfabesini kullanmakla da
yetinmemeli kendi ataları tarafından oluşturulmuş Kartuli (Gürcü) kültürüne
Gürcü alfabesi ile birlikte samimi biçimde bağlanmalıdır. Bu gerçekleşmezse
onlar kimliklerinden çok şey kaybeder.
Farklı internet forumlarında bu husus inceleme konusu
oldu. Toplumun bir kesimine göre Lazlar Türkiye devleti için tehlike oluşturuyor,
bir kısmı ise Lazların Türkiye için hiçbir zaman hiçbir tehlikeyi temsil
etmediğini düşünüyor, sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Ben size basitçe cevap verebilirim: İnternette
geniş şekilde yayımlanan haritalara göre konuşursak belli güçler Lazları
Türkiye’ye karşı da Gürcistan’a karşı da kullanmaya çalışıyorlar; özellikle
görünüşte Türkiye’de oluşturulan ve Rize’den Sarp’a kadar veya Trabzon’dan
Sarp’a kadar olan bölgeyi bağımsız ülke gibi gösteren haritalar çoğalıyor; bu
haritalara göre Açara da bağımsız Samegrelo’da…
Bu ideoloji hem anti-Gürcü hem de anti-Türk’dür… Lazlar
hiç kimse için tehlike oluşturmuyor; fakat şu bir gerçek ki “birileri” kendi
çıkarları için Lazların bir kesimini kullanmak istiyor örneğin tıpkı
Abkhazların bir kısmını Gürcistan’a karşı kullandığı gibi! Lazların diğer bir grubu
aktif olarak Türk-İslamist imparatorluk taraftarları ile birliktedir fakat
Lazların büyük kesimi saygıdeğer bir toplum olup kendi bölgesel kimliğini
kurtatmayı düşünüyor; onların buna paralel olarak kendi büyük, eski, asırlar
öncesine uzanan ulusal kimliklerinin belirleyicisi Kartuli (Gürcü) edebiyatına
ve esasen Kartuli (Gürcü) alfabesine samimiyetle bağlanmalarını tercih ederdim…
Türkiye Devleti için ne Lazlar ne de diğer Kartveli’ler-Gürcüler tehlike
oluşturmuyor… Ancak yok olma tehlikesi Türkiye vatandaşı Kartvelilerin etnik
kimliğini gerçekten tehdit ediyor.
შაკო მამუკაშვილი
Shako Mamukashvili
p.s.
Bu röportaj sosyal paylaşımlarda da
yayıldı; Prof. Dr. Tariel Putkaradze’nin sosyal paylaşım sayfalarında
okuyucuların soruları oldu; ekte üç soru ve bu sorulara verilen cevapları
sunuyoruz. / https://www.facebook.com/putkaradze/:
Gürcistan’da devlet dili
dışındaki dillerin korunması için ne yapılıyor?
Gürcistan’da “Yok
olma tehlikesi altında olan diller ve diyalektler” için okullarda seçmeli ders
konusuna kesinlikle girmeliyiz. Okul derslerinde konu ile ilgili iki grup
olmalıdır:
1.Gürcistan’ın dil ve etnik durumu hakkında genel durumu
inceleyen konular / örneğin Iakob Gogebaşvili’nin yönetiminde olduğu gibi /;
2.Sözkonusu somut bölgenin konuşmasının / dilinin,
diyalektinin / belirleyici hususları; eğtim vurguru-kelime bilgisi.
Lazca ve Megrelce Gürcü edebiyat dilinden ne
kadar uzaklaşmıştır?
Kartvelilerin (Gürcüler) ana dilinin ve onun alt
sistemlerinin iskeletini fiil oluşturur; Adı geçen alt sistemlerin tümünde
fiiller aynı şekildedir; Örnği karşılaştıralım; “დაუძახა-daudzaba (zorladı)”
fiilinin Kartuli (Gürcüce) alt sistemlerindeki versiyonları:
Gürcüce-daudzaba;
İmereti şivesinde-daudzaba;
Açara şivesinde-daudzaba;
Megrelce’de-dudzahu;
Lazca’da-Ducokhu.
Siz sürekli olarak
Samegrelo’nun, Lazeti’nin, Açara’nın, Svaneti’nin, Meskheti’nin, Kakheti’nin,
İmereti’nin, Raça’nın Guria’nın… halklarının: Megrellerin, Lazların,
Açara’lıların, Svanların, Meskhilerin, Kakhetililerin, İmeretililerin, Raçalıların,
Gurialıların hep birlikte Gürcü (Kartveli) halkını oluşturduğunu yazıyırsunuz;
bu nedenle bazıları sizi Kartvelist olarak görüyor (onlar Svanları,
Açaralıları, Megrelleri, Lazları… nedense Kartveli olarak görmüyorlar)
Gürcüleri dil ve etnik olarak
parçalamaya gayret eden kişiler bana bu onur verici hitapla hitap ediyorlar.
Birçok gerçek gösteriyor ki onlarca asırdan beri-ortak genetik geçmişimiz ve
ortak yaşam kültürüne sahip farklı bölgelerin halkları olan Kartveliler
(Gürcüler) / ki onlara yabancılar tarafından bugün Laz diye hitap edilen
Megreller de dahildir / adı geçen tüm bölgelerde niteliksel olarak hep birlikte
Kartuli (Gürcü) kültürü temelinde Kartuli (Gürcüce) yazı dilini oluşturduk;
Dolayısıyla asırlar öncesinden gelen Kartuli (Gürcüce), örneğin Açaralıların
da, Kakhetililerin de Zugdidilinin de Rizeli Lazın (Megrel) da, Svanların da
İngiloların da yazı dili, ana dilidir…
Bu
gerçeğin bilinmesinden Gürcistan’ın bugünkü karşıtları olmasa da onların
nesilleri yararlanabilirler; bu konu ile ilgili olarak bir kez daha
belirtiyorum;
Megreller
Kartveli (Gürcü) halkının önde gelen bir grubudur; yabancı dillerde Megrellerin
bir kesiminin adı Laz olarak kaldı; “Kartlis Tskhovreba” kitabındaki
tarihsel bir bilgi bu hususu belgeler: “Andria Pirveltsodebuli (Gürcisran’ı I.
Yüzyılda Hıristiyanlıkla tanıştıran kişi) az zaman ayırdığı Trabzon’a Megrel köyüne
vardı, …”
“Kartlis Tskhovreba kitabının” çıkış noktası
olan Andria Pirveltsodebuli’nin gezisinden Yunan yazılı tarihinde de söz
ediliyor ve Yunanlılara göre Trabzon Lazika’dır-Laz şehridir…
Yani
Yunanlılar Kartvel halkından olan Megrelleri “Laz” olarak tercüme ediyorlar;
dolayısıyla bugünkü Lazlar aynı şekilde Megreller, Açaralılar, Gurialılar,
İmeretililer, Kartlililer, Meskhiler, Svanlar, Maçakhelililer veya
Tuşi-Pşav-Khehsurlar gibi “20 asırlık Kartveli (Gürcü) yazılı kültürünün
neslidir”… Bugün olmasa da yarın bu gerçek ger yere hakim olur!
No comments:
Post a Comment